Güneş batıp akşam olmak üzere, tüm enerjisini attığı o anda uzanıp bulutlu parlament mavisi gökyüzünü seyredaldı... Bulutlar ona masumluğu çağrıştırırdı hep, çocukluktan kalma..Çocukluk anılarından, beyazlıktan, gece mavisine kadar olan tüm anılarını canlandırdı o küçücük bulutlarda, hatta onlara anlattı hikayesini, film şeridi gibi geçen masumluğuna(bulut) bakışında..
Birden hamleyle kalkıp, bu güzel gecede huzura yelken açıp fikir alemine dalmak istedi.. Bi anda hayalini kurduğu yere varmak için adım attı..Solda liman, sağında orman, kıyısında köşesinde gizlenmiş cennet mekanına doğru... Salaş bir masa etrafına tabureler yerleştirilmiş, mis gibi sofra endamında, beyazın eşlik ettiği tuzlu tatların, asmalardaki yemyeşil üzümle arkadaşlık ettiği keyf-i aleme başladı...
O an denizin yakamozla buluşup, bulutların dansında, havada hafif esintiyle birlikte yarım bıraktığı düşüncelerine dalmak ve huzur bulmak için en güzel anların birindeydi..
Gece onu beyazlıktan griliğe, griliği flulaştırdıktan sonra netleştirip temizlediği, rengarenk düşlerini düşlemeye daldı.. Bazen hüzünlendi, bazen özledi, bazen hayıflandı, bazen dalıp kaybolduklarında artık aynı kayboluşların olmadığını da farketti, ilerlediği yaş ona tecrübelerin yanında hayatı, insanları da öğretmişti.. Artık sapasağlam durabiliyordu her sarsıntıya, kimsenin yıkmasına izin vermeden, sadece kendi seçimleriyle veya tercihleriyle kendi kendinin yıkılmasına izin verebiliyordu.. Hayatını, müsade ettikleri kişilerin verebileceklerinin renklerdiymesiyle, renklenebiliyordu. Asıl gerçek kendinin renkli bakışıydı, yoksa kimsenin, kendinden ödün vererek renklendirme çabası sonuç bulamıyordu.. O kadar zaman neleri silmiş, neleri götürüp yerine neleri koymuştu..En önemlisi hala içinde bir yerlerde çocukluk zamanında, onu yalnız bırakmayan, melek kadar masum ve iyilik yanı dimdik ayaktaydı.. Çünkü kimsenin onu yoketmesine izin vermedi, biri hamle mi yaptı, ona olduğundan daha hırçın oldu, o yanına güzellikle mi dokunuldu, olduğundan daha şefkatli oldu.. Bunları düşününce ve yaşadıklarına dalınca, bu salaş kendi meyhanesi, hep onu efkarlandırıp hüzne daldırırken, tek yalnız bırakmayan bu çocuk yanı oldu.. O masadan kalkarken, hayat her zamankinden daha iyi ve güzel olur ve olmaya da devam edecekti...
Bunlar yaşla birlikte, bana yani özüme bazen mantığıma eklenenler! Önemli olan hala umutla, gülerek güzelliklere bakabilmek derim..
Böyle bir akşamdan geceye geçerken, uykuya daldığında güzel rüyalar görmek için yatan bir insan ne kadar karamsar ve güçsüz olabilir di mi?.. :)
Melekler hep sizinle olsun.. Çocukluğunuzu kaybetmemeniz dileğiyle..
Demet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder